Ciner Grubu’nun 1.5 milyar dolar yatırım bedeliyle Türkiye’yi alanında dünyada lider konuma yükselten Kazan Soda Elektrik Üretim A.Ş. tesisleri açıldı.
Ciner Grubu’nun dev yatırımı Kazan Soda Elektrik Üretim AŞ tesisleri dün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hizmete açıldı. Törene Ciner Grubu Başkanı Turgay Ciner’le birlikte bakanlar, iş dünyasının önde gelen isimleri ve vatandaşlar da katıldı.
Kazan Soda Elektrik, dünya doğal soda külü tüketiminin % 14’ünü karşılayacak, 2200 kişiye istihdam sağlayacak. % 100’ü katma değer olan ihracat hacmi yılda 600 milyon $’ı bulacak. Bu çevreci yatırımla Ciner Grubu ve Türkiye dünyanın en büyük soda külü üreticisi olacak.
Açılışta konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasına kimsenin engel olamayacağını belirtti: “Petrolümüz, gazımız, altınımız olmayabilir. Trona, bor madenimiz var, kömürümüz var. Hepsinden öte zekâmız var.”
“Tamamı yerli kaynaklarla çalışacak bu tesisten yapılacak ihracatın her kuruşu ülkemize net girdi olarak yazılacak. Maliyeti 1.5 milyar dolar olan bu tesisin 2200 kişiyi istihdam edecek olması iftihar verici bir tablodur.”
Dev yatırıma verdiği destek için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür eden Ciner Grubu Başkanı Turgay Ciner, Kazan Soda ve Beypazarı Soda Külü tesislerinde üretilen soda külünün 800 milyon dolar döviz girdisi sağladığını vurguladı:
“800 milyon dolar ihracat yapılırken 1 dolar ithalat girdimiz yoktur. Bu rakam Türkiye brüt ihracatının yüzde yarımıdır. Net döviz girdisinde ise Türkiye ihracat girdisinin yüde 1’i bu iki şirketimiz tarafından yapılmaktadır.”
2.7 milyon ton üretim kapasiteli Kazan Soda, çevre ile barışık, sürdürülebilir bir üretim teknolojisiyle donatıldı. Tüm üretim en çevreci üretim şekli olan çözelti madenciliği ve kalsinasyon teknolojisiyle gerçekleştiriliyor. Tesis etrafına 100 bin fidan dikildi. Bu sayı 1 milyona çıkacak.
Enerji Bakanı Berat Albayrak, Kazan Soda Elektrik’in Türkiye’yi soda külü üretiminde dünya lideri konumuna getireceğini söyledi: “2018 yılını bu önemli yatırımın hayata geçmesiyle başlatmaktan dolayı duyduğumuz memnuniyeti de ifade etmek istiyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazan Soda Elektrik Üretim A.Ş tesislerinin açılışında konuştu. Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:
"Sayın Büyükelçi, Ciner Grubu'nun kıymetli yöneticileri, Kahramankazan Soda Elektrik A.Ş'nin yöneticileri, kahraman unvanını alan değerli Kahramankazanlılar, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum.
Bu tesis hem madencilik hem kimya hem de elektrik üretim faaliyetlerini içerisinde barındırıyor. Maliyeti 1.5 milyar dolar olan tesisin 2200 kişiyi istihdam edecek olması iftihar verici bir tablodur. İhracatın her kuruşu ülkemize net girdi olarak yazılacaktır. Ülkemiz dünya soda külü ihtiyacının onda birini, Avrupa'nın ihtiyacının da yarısını karşılayabilir hale gelmiştir.
Ciner Grubu Amerika'da da bu alanda yatırım yapıyor.
Burada camdan deterjana ve hayvan yemine kadar çok geniş kullanım yelpazesi olan stratejik bir üründen bahsediyoruz. Kahramankazan, Sincan, Beypazarı bölgesi bu ürünün ham maddesinin olduğu bir yerdir. Beypazarı Soda'nın da açılışını yapmıştık. Devlet olarak oraya yüzde 26 ortağız. 380 megavat güce sahip elektrik santralidir. Bu elektriğin 110 megavatı tesisin kendi ihtiyacı için kullanılacak, kalanı da ülke sistemine aktarılacaktır. Ülkemize katkıda bulunan böyle bir tesise sahip olmuş oluyoruz.
Ülkemize, milletimize Ciner Grubu'na hayırlı olmasını Allah'tan diliyorum. İnşasında emeği geçen Çinli dostlarımız başta olmak üzere herkesi tebrik ediyorum. 400 kamyon şoförümüze kazasız belasız mesailer diliyorum.
15 Temmuz gecesi merkezi şurada askeri hava üssü olan bir hain darbe girişimi ile karşı karşıya kaldık. Darbe başarılı olsa da olmasa da Türk ekonomisini yerle yeksan etmeye yönelik güçler hemen harekete geçtiler. 15 Temmuz gecesi darbecilerin uçaklarına, helikopterlerine eyvallah etmeyen Türk milleti ekonomik saldırı karşısında da yine dimdik duruş sergiledi. Ankara'da darbecilerin en çok kan döktüğü yerlerden biri de Kazan'dır. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Geçtiğimiz yılın ilk 3 çeyreğinde büyüme oranı ile adeta yeniden şaha kalktığımızı tüm dünyaya ilan ettik. Yatırımlarda yüzde 30'luk bir artış yaşandı. İstihdamda yılın ilk 10 ayında 1.5 milyona yakın artış sağladık. 2017'de 157 milyar dolarlık ihracat rakamı ile artık geleceğe çok daha ümitle bakıyoruz.
Bugün yine ihracata farklı bir dinamizm katacak bu tesisleri hizmete alıyoruz.
Önümüzdeki sezonda rekorlarımızı yeniden yoklamaya başlayacağız. Döviz rezervlerimiz 110-120 milyar dolar arasında gidip geliyor. 23.5 milyar dolar IMF borcu ile teslim aldık ülkeyi. 2013'te sıfırladık. IMF bizden borç ister hale geldi. Merkez Bankamız 27.5 milyar dolar döviz rezervine sahipti. Malum gelişmelerden sonra bir düşüş yaşadık, şimdi de 110-120 milyar dolar döviz rezervini de yakaladık.
Türkiye eski Türkiye değil. Artık yeni Türkiye var. Yaşadığımız bunca badireye rağmen kamu borçlarımızın milli gelire oranı düşmeyi sürdürüyor. Ana para ve faiz ödemelerimiz azalıyor.
Borsamız uzun zamandır rekor üzerine rekor kırarak büyümeye devam ediyor. Hükümete geldiğimizde bizim Borsa o zaman 10 bin civarındaydı, şimdi 110-118, buralara kadar tırmandı. Gezi, çukur eylemleri, darbe derken bugünlere geldik.
Arı kovanına çomak soktuğumuzu görüyoruz. Suriye'de, Irak'ta ve Avrupa'da yaşanan hadiselerin hiçbiri bu fotoğraftan bağımsız değildir. Ne yaparlarsa yapsınlar bizi engelleyemeyecekler. Türkiye artık yerini konumunu bilsin diyor bazıları. Tamam da biz Türkiye'yiz ya. Biz sıradan bir çadır devleti değiliz. Bu millet küllerinden doğmuş bir millet.
Şimdi kıçı kirli bazıları Suriye'de kalkıp bize tehdit sallıyor. Türkiye'yi kendi kabuğuna çekmek istiyor. Kusura bakmasınlar. PYD'ymiş, YPG'ymiş, DEAŞ'mış, topunuz gelin, ne olursanız olun tepenize ineceğiz. Bunun başka çaresi yok. Şu anda zaten obüslerle vuruyoruz. Vurmaya da devam edeceğiz. Kabuğumuza çekilip de sizin vurmanızı mı bekleyeceğiz. DEAŞ denen terör örgütünü bir başka terör örgütü ile yok etmeye çalışmanızı asla kabul etmiyoruz dedik. Stratejik ortaksak, model ortaksak bu işi bizimle yapmak zorundasınız. Bir terör örgütü bir başka terör örgütü ile yok edilemez. Bizim dediğimiz noktaya da gelecekler. Biz kendi kararımızı kendimiz verdik, veriyoruz şu anda da operasyonlar devam ediyor.
Biz Türkiye'yiz. Biz Türk milletiyiz. Bu böyle bilinsin. Bizim çok zengin doğal kaynaklarımız, petrolümüz, gazımız, altınımız olmayabilir. Burada olduğu gibi bizim de trona madenimiz var. Bor madenimiz, var, kömürümüz var, başka madenlerimiz var. Hepsinden öte zekamız var.
Elimizdeki madenleri en iyi şekilde değerlendirerek kalkınmamız için önemli bir kaldıraç haline dönüştürebiliriz. Bütün madenlerimiz hep ham halleri ile ihraç edilmiştir. İşlenmiş olarak onları almışızdır. Bu ne mantıktır ya. Elde edeceğimiz katma değer, işte görüyorsunuz, göreceksiniz katlanarak artacaktır. Bunun için de madenciliğimiz ile ilgili teknolojilere büyük önem veriyoruz. Bor gibi, trona gibi madenlerimizin işlenmesini ne kadar geliştirirsek ülkemizin kârı o kadar artacaktır.
Diğer alanlarda benzer atılımların haberlerini bekliyoruz. Bizim artık teknolojide tüketici olma düzeyinden tasarımcı olma düzeyine çıkmamız gerekiyor. Tıpkı iletişim teknolojilerinde olduğu gibi bu pazarda en son teknoloji ile kısa sürede önemli bir yere gelebileceğimize inanıyorum. Uzun yıllar ülkemizde adeta oynayanların, parası ile ürün vermeyenlerin hiçbirine artık ihtiyacımız kalmadı.
15 yılda hayata geçirdiğimiz projelerle dışa bağlılıktan kurtulduk. Bu noktaya gelmek kolay olmadı. Attığımız her adımda önümüzde akla hayale gelmeyecek engeller çıkartıldı. Atılan imzalardan geri dönülmesinden, başlangıçta olmayan nice konunun sonradan çıkartılmasından, nice konu ile karşı karşıya kaldık. Hepsinin de üstesinden geleceğiz.
Müttefikimiz dediğimiz bir ülke tüm ikazlarımıza rağmen sınırlarımız boyunca bir terör ordusu kurmakta ısrar ediyor. Türkiye sınırı boyunca kurulacak bir terör yapılanmasının Türkiye'den başka hedefi olabilir mi? Amerika'nın artık niyetini açıkça ifade etmesinden memnuniyet duyarız. Bir ülkenin başındaki kişi, yetkilileri, sorumluları bize beraber mücadele edeceğimizi söylüyorsa bu bizim için anlamlı bir sözdür. Aksi ortaya çıkana kadar da biz bu söze bağlı kalırız. Bize düşen bu terör ordusunu daha doğmadan boğmaktır. Orada 30 bin kişilik bir terör örgütü kurmuş.
30 bin kişilik kurduğun ordu orada seni tam anlamıyla temsil edemeyecek ve stratejik ortağının karşısında da rezil olacaksın. Bizim tüm müttefiklerimize söylediğimiz şudur; Teröristlerle aramızda durmayın. Katil sürüleri ile aramıza girmeyin. Ortaya çıkabilecek, istenmeyen hadiselerden biz sorumlu olmayız. Terör örgütünün üstlerindeki bayraklarınızı siz kendiniz indirin ki, biz size teslim etmek zorunda kalmayalım. Teröristlerle birlikte olanları toprağa gömmek mecburiyetinde olmayalım. TSK, en kısa sürede Afrin ve Münbiç meselesini halledecektir. Harekat her an başlayabilir. Ardında da sıra diğer bölgelere gelecektir. Tek bir terörist bırakmayana kadar bu operasyonlar sürecek.
Bu adamların biz cinsini iyi biliriz. Biz stratejik ortağınız isek, bize güven. Rakka'ya ordu gönderilecekse biz 2 tugay da göndeririz. Sizin generalleriniz yanlış anlatıyor, benim generallerim doğru anlatıyor dedim. Biz onları çok iyi tanıyoruz. Nasıl kalleş, iki yüzlü olduğunu çok iyi tanıyoruz. Bu ordunun adı kalleşler ordusudur. İlk silah doğrultacak olan bu 30 bin kişilik teröristlerdir. İşlerine gelmediğinde onları şantaj malzemesi olarak kullanmaya başlayacak olan da bu teröristlerdir.
Amerika bu vahşi canilerle kendisine gelecek kurmak istiyorsa keyfi bilir ama biz buna izin vermeyeceğiz. Biz milli bekamızı tehdit edecek bir oluşuma asla müsaade etmeyeceğiz. Fırat Kalkanı Harekatı'nda oyunu bozmuşsak diğer yerlerde de ülkemize kurulan tezgahı darmadağın edeceğiz.
"Sayın Cumhurbaşkanım, değerli misafirler, Kazan Soda Külü tesisleri açılış törenine hoş geldiniz. Sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Bu tesisle Türkiye ve Ciner Grubu dünyanın en büyük soda külü üreticisi olmuştur.
Nükleer santrallerdeki kullanıma kadar çok geniş alanda kullanılan bu hammaddeyi üretmekten gururluyuz.
1996-1997 yıllarında bu yatırıma başladığımızda elimizdeki veriler şunlardı: 80'li yıllarda Beypazarı trona sahası için yapılan çalışmalarda dünyanın önde gelen yabancı şirketlerine yaptırılan fizibilite çalışmalarında bu madenin çıkarılmasının mümkün olmadığı raporlanmış ve çalışmalara yüklü miktarda danışmanlık ücretleri ödenmiştir. Çeşitli kuruluşların arşivlerinde bu kayıtlar bulunmaktadır.
Değerli ortağımız Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile kurulan şirketle risk alarak dünyanın hiçbir yerinde trona madenlerinde uygulanmamış bir metod olan solüsyon madenciliği yatırımı kararı aldık. Ayrıca bu metodun patentini de bütün dünyada alarak bu işe başladık. Üretimi mümkün olmayacak şekilde raporlanmış Beypazarı Trona Madeni'nin yatırımı, 2004 yılında siz Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı hukuki düzenlemelerle başlamış, yine siz Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde 2009 yılında üretime geçirilerek bugüne kadar ülkemize 100 milyonlarca dolar döviz kazandırmıştır. Bugün Eti Soda şirketi hem üretim yönünde hem kamu-özel sektör ortaklığında Türkiye'de ve dünyada örnek ortaklık olarak literatürde yer almış, herkesin takdirini kazanmıştır.
Yine Kazan Soda Trona Madeni Yatakları, Rio Tinto isimli dünyanın en büyük ve en eski madencilik şirketinin mülkiyetinde 15 yıldan fazla bir süre kalmış, yapılan etütler ile Rio Tinto bu trona yataklarının işletilameyeceği kararı alarak 2010 yılında şirketi grubumuza satmıştır.
5 yıl süren bürokratik izin ve finansman çalışmalarından sonra 2015 yılının başında inşaatına başladığımız bu tesisi 2.5 yıl gibi kısa bir sürede faaliyete geçirmiş bulunmaktayız.
Kazan Soda ve Beypazarı Soda Külü tesislerimizde üretilen soda külü bütün dünyaya ihraç edilerek ülkemize 800 milyon dolar döviz girdisi sağlamaktadır. Önemli nokta; bu 800 milyon dolar ihracat yapılırken 1 dolar ithalat girdimiz yoktur.
Sayın Cumhurbaşkanım, tabii ki biz bunları kendi başımıza başarmadık. Yapmış olduğunuz reformlar ve koymuş olduğunuz kalkınma vizyonu ile bizleri yönlendirmiş ve bu yatırımları yapmamızı sağlamışsınızdır. Yıllık 800 milyon dolarlık ihracat Türkiye brüt ihracatının yüzde yarımıdır, yani 200'de biridir. Net döviz girdisinde ise Türkiye ihracat girdisinin yüzde 1'ini bu iki şirketimiz yapmaktadır.
Bu endüstride Türkiye'nin ve dünyanın en büyük üreticisi olmasına vermiş olduğunuz destekler için size kalpten teşekkür ederim. Ülkemize yapmış olduğumuz katkı için gururluyuz. Ayrıca Ankara'nın en büyük istihdamını sağlayan grubumuz bugün Ankara kadrosunda 5 bin 500 kişiyi çalıştırmaktadır. Bunlara dışarıdan alınan hizmetlerde çalışanlar dahil değildir. Bu hizmetlerde çalışanları da sayarsak 10 bin kişiden fazla insana iş sağlamaktayız. Yıllar önce tarihi Beypazarı evleri restorasyonu ile Beypazarı ilçemizin hem ülkemiz hem de yurtdışında tanınmasında katkılarda bulunduk.
Bugün Beypazarı, bölgede en çok turist ziyaretine sahip ilçe olmuş, dünyaya hem tarihi dokusunu hem sanatlarını tanıtıp ekonomik olarak çok gelişmiştir. Kazan Soda ve Eti Soda tesisleri çevreci bir yatırımdır. Kazan Soda tesislerinde önümüzdeki yıllarda arıcılığı geliştirmek için yatırımlarımız başlamış, bölge insanlarını teşvik edecek altyapı çalışmalarımız için tesis etrafına 100 bin fidan dikilmiştir. Ayrıca çeşitli bitkilerle zenginleştirilmiş ortamda arıcılık faaliyetleri geliştirilerek çok yakın zamanda 1 milyon fidan dikimi tamamlanacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanım...
Ayrıca Beypazarı Belediye Başkanı ile yapmış olduğumuz çalışmalarda 2017 içerisinde zihin engelli çocuklarımız için 180 kişilik bir okulu eğitime alıp Milli Eğitim'e devretmiş durumdayız.
Sayın Cumhurbaşkanım, izninizle bu yatırıma destek vermiş kişi ve kurumlara teşekkür etmek isterim. En başta en büyük desteği veren zat'ı aliniz başta olmak üzere, sayın Enerji Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'a, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'na, Tarım ve Koyişleri Bakanlığı'na, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na ve tüm personeline bu projedeki destekleri için teşekkür ediyorum. EPDK Başkanı ve tüm personeline, Ankara Valiliği'nin desteklerine çok teşekkür ederiz. Eski Sincan Belediye Başkanımız, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mustafa Tuna'ya vermiş olduğu samimi ve yakın destek için, tüm Sincan Belediyesi çalışanları ve Sincan halkına, Beypazarı Belediye Başkanı Tuncer Kaplan ve tüm belediye çalışanlarına teşekkür ederim.
Ayrıca bu projenin yatırımı için, Eti Soda'nın yatırımında bu projenin hiç kimsenin inanmadığı bir zamanda, 1980'lerde yapılan bu çalışmalar neticesinde "buradan trona çıkmaz" denildiği zamanda finansmanı sağlamış olan Denizbank'ın bütün çalışanları ve başındaki Genel Müdür Hakan Ateş'e teşekkür ederim.
Sayın Cumhurbaşkanım, Kazan Soda yatırımında Türkiye'den finansman kullanılmamıştır. Bütün finansman yurtdışından kullanılmıştır. Finansmanı sağlayan, Çin Halk Cumhuriyeti'nin ihracat sigorta kuruluşu Sinosure'a gösterdikleri güven için teşekkür ediyorum. 1 milyar doların üzerinde dünyada sadece 3 kuruluşa kredi açmıştır, bunlardan biri de Kazan Soda'dır. Finansmanı yapan bankalar ICBC, China Import Export Bank ve Deutsche Bank'a ayrıca teşekkür ediyorum.
Siberbank'ın bu projenin başlangıcında ilk kazmanın vurulmasında yaptığı desteğe, Siberbank Başkanı Herman Gref'e ve Hakan Ateş'e tekrar teşekkür ederim. Bilindiği üzere şirketimizin ismi Kazan Soda'dır. Maden sahamız Kazan ilçesi sınırlarında, üretim sınırlarımız Sincan ilçesindedir. Kazan ilçemiz sakinlerinin menfur darbe girişimi sırasında göstermiş olduğu kahramanlıklar, menfur darbe girişiminin önlenmesinde çok etkili olmuştur. Bu kahraman ilçe halkı 9 şehit vermiş, sizin takdiriniz ve TBMM'nin almış olduğu karar ile ilçemizin adı Kahramankazan olarak değiştirilmiştir. Kahramankazan şehitlerine Allah'tan rahmet diliyorum. Kahramankazan Belediye Başkanı Sayın Lokman Ertürk'e de vermiş olduğu destekler için teşekkür ediyorum. Kahramankazan ilçemizin halkını sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanım bizlere vermiş olduğunuz destekler için bir kez daha kalpten teşekkür ediyorum, hoşgeldiniz, şeref verdiniz, teşekkürlerimi arz ederim."
"Türkiye'yi aynı zamanda dünya lideri haline getirecek olan bu tesiste, Kozan Soda Elektrik AŞ'nin açılışının ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Önemli yatırımın hayata geçmesinden ayrı bir memnunniyet duyuyorum. Hayırlı uğurlu olsun. Cumhurbaşkanım sizlerin liderliği Fve desteklerinizle çok önemli altyapı hamlelerini birer birer hayata geçirmeye başladığımız bir yıl oldu 2017.
Vatandaşlarımıza ve sanayimize kesintisiz enerji arzını sağlayacak bir dizi stratejiyi hayata geçirmeye başladık. 35 milyar lirayı aşan değere sahip rekor kapasitede elektrik üretim tesrisini devreye aldık. 7 milyar liralık yatırım noktasında bakıldığında 2017 yılını cumhuriyet tarihinin rekoru sayılabilecek bir yatırımla kapadık.
Milletimize ait olan zenginlikleri milletimizin hizmetine sunabilmek için çok kapsamlı strateji uyguladık. 2 boyutlu sismik araştırmasını tamamladık. İlk yerli sondaj gemimizi ülkemizin ve milletimizin hizmetine kazandırarak tamamlamış olduk. Bu gemimizi Akdeniz'e uğurlamış olacağız.
Ülkemizi bu teknolojilerin merkezi haline getirebilecek çok önemli bu adımları atmış olduk. Güneşte 20 cent olan bu rakam, rüzgarda 11 cent olan bu rakam, güneşte 6.99, rüzgarda 3.48 cent rakamla dünya rekoru seviyesine ulaşmış oldu.
Enerjinin yanında maden alanında da yapısal dönüşümleri hayata geçirdiğimiz bir yıl oldu 2017. Jeokimya haritalarının 18 paftasının 14'ünü yıl sonu itibarıyla bitirdik. Kalan 4 haftayı da bitirip Türkiye jeokimya haritasının da tamamının resmini çekmiş olacağız. İnsan odaklı, bilim odaklı madencilik stratejimiz içerisinde risk analizini başlattık. Maden alanında çok önem verdiğimiz yeni ihale modelinin de altyapısını tamamladık.
Tıpkı bu tesis gibi yeni dönemde bu alandaki eksikliği cari açığımızı da artıran bu eksikliği son verme noktasında kritik adımlar atıyoruz. Ortaklık ya da kar paylaşımı modeli ile birlikte yeni bir ihale modeli gerçekleştireceğiz. 2018 yılı madenciliğin yükseldiği bir yıl olacak inşallah. 2017 yılını her alanda atılan adımlarla, rekor büyümelerle kapadık. İpi dışarıda olan bazı kesimler saldırmaya devam edecek biz de bu saldırılara rağmen çok çalışmaya devam edeceğiz. Biz de durmayacak, korkmayacak, geri adım atmayacak, her zamankinden çok daha fazla çalışmaya söz veriyoruz size.
Bizim derdimiz, aşkımız her zaman büyük ve güçlü Türkiye. Bu ideale ulaşmak için ülkemize yapılan her türlü saldırının amacını çok iyi biliyoruz. Bu millet için, büyük ve güçlü Türkiye ideali için gece gündüz demeden her zamankinden çok çalışmaya söz veriyoruz. Açılışımızın ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Ciner Grubu'nu, Ciner Holding'i ve tüm çalışma ekibini tebrik ediyorum."
Açılışa katılan Şişecam Genel Müdürü Ahmet Kırman, Habertürk Televizyonu’na yaptığı değerlendirmede, “Böyle güzel ve yetkin kapasiteyi, Türkiye ve dünya ekonomisine kazandıran herkese teşekkür etmek lazım. Bu alanda rekabet içerisinde
olsak bile, böylesine güzel bir yatırımı takdir etmemek mümkün değil” dedi. Kırman, “2.5 milyon ton ile alanının en büyük
yatırımlarından olan Kazan Soda’nın dünyada yarattığı arz çok önemli bir yer tutacak” diye konuştu.
Kazan Soda, 2.7 milyon ton üretim kapasiteli soda külü tesisi yatırımıyla toplamda 2 bin 200 kişilik istihdam rakamına ulaşacak. Dünyanın en büyük ölçekli çözelti madenciliği, soda külü üretim tesisi, 380 MWe ve 400 ton buhar üretimi ile Türkiye’nin en büyük üretim kapasiteli kojenerasyon tesislerine sahip Kazan Soda Elektrik Üretim AŞ üretiminin tamamını ihraç edecek. Dünyanın toplam doğal soda külü ihtiyacının yüzde 14’ünü karşılayacak olan Kazan Soda Üretim Tesisi yerli ve milli üretimiyle Türkiye’nin cari açığının kapatılmasına da büyük katkı sağlayacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, Ciner Grubu Başkanı Turgay Ciner, Ciner Medya Yönetim Kurulu Başkanı M. Kenan Tekdağ ve Ciner Grubu'nun üst düzey temsilcileri karşıladı. Ankara Valisi Ercan Topaca ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna da törende hazır bulundu.
Soda külü ürünü tamamen yerli olan maden kaynaklarından üretilirken üretimin tamamı yurtdışına ihraç edilecek. Yüzde 100’ü katma değer olan ihracatın hacmi 600 milyon doları bulacak. Ciner Grubu iştiraklerinden Eti Soda tesisi ile birlikte bu ihracat rakamı 800 milyon dolara ulaşacak.
Bu ürün Avustralya, Japonya, Güney Kore, Çin, Pakistan, Hindistan, İspanya, Belçika, Hollanda, Birleşik Krallık, İtalya, Almanya, Norveç, Finlandiya, İsveç, Danimarka, Yunanistan, Yemen, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail, Mısır, Suudi Arabistan, Fas, Tunus, Nijerya, Güney Afrika, Cezayir, Brezilya, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Tayland, Malezya, Endonezya, Filipinler ve diğer birçok ülkeye ihraç edilmekte olup “Türkiye’den en çok ülkeye ihraç edilen ürün” gamında yer alacak.
VALLAHİ de billahi de dün mensubu olduğum Grup’un sanayi koluyla gurur duydum.
Ankara’nın çorak bir arazisinde, yerin 800 metre altındaki bir madeni çıkarıp Türkiye’ye yılda 800 milyon dolar döviz getirecek bir varlığa dönüştürmek ciddi iş.
Diyebilirsiniz ki, “çok daha fazla ihracat yapanlar var”.
Doğru var ama 5 liralık ihracat yapmak için 4.5 liralık ithalat yapmak başka, tek bir sent döviz kullanmadan, tamamı katma değerli 800 milyon dolar ihracat yapmak başka.
Mesela 800 milyon dolarlık bir katma değer yaratmak için otomotiv sektörü 1.6 milyar dolar ihracat yapmak zorunda.
Elektronik sektöründe de durum pek farklı değil.
Yani bu tesisin tek başına yapacağı ihracat, 1.6 milyar dolarlık otomotiv ihracatına eşdeğer.
En az bu kadar gurur verici olan bir başka şey ise buradaki üretim teknolojisi. Dünyanın başka yerlerinde, ki sadece ABD’de var, doğal soda madenleri tam bir çevre felaketi yaratır. Çünkü çok yüksek oranda atık ve yeryüzünün çöle dönüşmesiyle sonuçlanan bir madenciliktir bu.
Bu tesis ise hemen hemen sıfır atık üreten ve uluslararası sertifikalı yeşil üretim yapan bir tesis. Çevreye zararı neredeyse yok. Tam aksine maden alanında 1 milyon ağaç ve çeşitli bitkiler üretilecek ve arıcılık yapılacak kadar çevreci.
Ve hepsinden güzeli, bu çevreci madencilik teknolojisi yüzde yüz Türk üretimi, Türk patentli bir üretim.
Bu yeni tesis, dünya doğal soda üretiminin de yüzde 14’ünü tek başına gerçekleştirecek.
Ve bu tesisin yapımında ne bir Türk devlet bankasından tek kuruş kredi alındı ne de devlete ait tek bir kuruş kullanıldı.
MUHARREM SARIKAYA: 'KAZAN'I SIRTLAYANLAR
BU ülkenin taşını, toprağını bilenler, “Burada maden var” dedi.
On binlerce kilometre ötede oturanlar, kendi çıkarlarını düşünerek “fizibilite raporu” yazdı, madenin çıkarılamaz olduğunu iddia etti.
Bürokrasi de kendinden olan yerine, olmayanın dediğine inandı.
Oysa fizibilite raporunu yazıp gönderen, kendi ülkesinde o madeni çıkaranlardı.
Türkiye’de çıkması halinde tekel durumu sarsılacaktı.
Ülkesini ülküsü yapanlar yılmadı, ABD’den gelen fizibilite raporlarında, madenin üzerinde kocaman bir yeraltı denizi bulunduğuna ilişkin iddiaya karşın bütün sorumluluğu üstlendi.
Orada deniz büyüklüğündeki bir ölçekte su bulunmadığını ısrarla anlattı.
Ülkülerinin peşinde koşanların sesini 2004’te siyaset de duydu; ötekilerin raporlarının değil, yerli olanın dediğinin doğruluğunu fark etti.
TEKNOLOJİYİ ÜRETTİ
Ancak 2009’da yeryüzüne ulaştığında, madenle birlikte dünyaya örnek teknolojisini de geliştirmiş, patentini de almıştı.
Pastasını kabarttığı tozdan makyaj malzemesine, camından giydiği tekstile kadar temel madde olan soda külünün kendi topraklarında yeterince bulunduğunu da toplumuna gösterdi.
Yetmedi, devlet-özel sektör ortaklığının aslında nasıl olması gerektiğini de sergiledi.
Daha önce Çayırhan’da uyguladığı sosyal sorumluluğun benzerini gerçekleştirdi, özürlüler için bir okul yaptırırken, bölgenin otantik taş evlerinin aslına uygun şekilde ayağa kaldırılmasını sağladı.
Bununla da kalmadı, 30 dönüme diktiği bağ ile yörenin en iyi üzüm çeşitlerini ve pekmezini üretti; çevredeki köylülerle arazide edindiği zirai bilgiyi paylaşırken, fide desteğinde bulundu.
DÜNYA LİDERİ
Onlar bu denli uğraşıp madeni yeryüzüne çıkarırken, Kazan bölgesinde aynı madeni çıkarma izni almış Rio Tinto şirketi 15 yıl geçmesine karşın bir adım ilerlememişti.
ABD’de uyguladığı yöntemle madenin çıkarılmasının olanaksız olduğunu iddia ediyordu.
Rio Tinto şirketiyle el sıkışıldı, maden bölgesi satın alındı üstüne 1.5 milyar dolar yatırım yapılıp 2.5 yılda “Çıkarılması imkânsız” denilen madeni çıkarıp ihraç ürünü olarak akıtmaya başladı.
Hatta madeni çıkarma tekniğinin sağladığı enerjiyle 380 megavat elektrik üretimini de gerçekleştirdi.
Çevreye sıfır etki yapan, “Yeşil Ürün Sertifikası”na sahip Ciner Grup Kazan Soda ve Elektrik Tesisi dün açılışını yaparken Türkiye’yi de trona üretiminde dünyanın liderliği koltuğuna oturttu. Bu, Çin hariç, dünya pazarının % 25’inin Ciner Grubu’nun Türkiye’den çıkardığı soda külünü kullandığı anlamına da geliyor.
Tek olması bununla da sınırlı değil; hem ürün, hem de yeni teknoloji yaratma açısından dünyanın 40’tan fazla ülkesine tamamı ihraç edilebilen tek madenini çıkarıyor.
Bir tek ithal girdisi olmadan, 800 milyon dolarlık ithalat yapıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün açılışını yaptığı tesis, 2 bin 200 kişiye iş verirken, yüz binini diktiği, bir milyona tamamlayacağı fidan ile Kahramankazan bölgesinde arı üreticiliğini getirmek için de kolları sıvamış bulunuyor.
Özetle Kazan’da dün sadece tesisin açılışı değil, ülkenin aşını taşıyan kazanı sırtlayanların başarı öyküsü de vardı.
DÜN, Ciner Grubu’nun 1.5 milyar dolarlık yatırım bedeliyle gerçekleştirdiği Kazan Soda Elektrik Üretim AŞ tesislerinin açılışı gerçekleşti. Söz konusu tesis sayesinde Türkiye dünyanın en büyük “soda külü” üreticisi oldu.
Soda külü “trona” madeninden elde ediliyor. Türkiye’de Beypazarı, Sincan, Kazan çevresinde bordan çok daha fazla oranda trona bulunuyor. Deterjandan cama, kâğıt yapımında tekstile, kimya sanayiinden nükleer santrallara kadar pek çok alanda kullanılan ağır ve hafif soda külü hammaddesi için trona madenine ihtiyaç duyulmakta.
Peki bu madeni neden yeni yeni duyuyoruz? Üretime, sanayimize katkısı çok daha önce olabilirdi ama olmadı. Neden şimdi?
Cevabını dün açılışta konuşma yapan Turgay Ciner verdi:
“80’li yıllarda Beypazarı trona sahası için yapılan çalışmalarda dünyanın önde gelen yabancı şirketlerine yüksek danışmanlık ücretleri ödenerek yaptırılan fizibilite çalışmaları bu madenin çıkarılmasının mümkün olmadığını raporlamıştı. Çeşitli kuruluşların arşivlerinde bu kayıtlar bulunmaktadır.”
Peki nasıl oldu da, madenin çıkarılması ve soda külü hammaddesinin elde edilmesi mümkün olabildi?
Risk alarak. Dünyanın hiçbir yerinde trona madenlerine uygulanmamış bir metot olan solüsyon madenciliğini deneyerek, sonuç alana kadar uğraşarak. Sonuç başarılı. Hem maden çıkarılabilmiş, hem de metodun patenti artık Türkiye’de.
Üretimi mümkün olmayacak şekilde raporlanmış Beypazarı trona madeninin üzerinde bugün dev bir tesis var. Kazan Soda ve Beypazarı Soda Külü tesislerinde üretilen soda külü bütün dünyaya ihraç ediliyor ve Türkiye’ye yılda 800 milyon dolar döviz girdisi sağlıyor. Önemli olanı, bu ihracat rakamının söz konusu ihracatla ilintili kalemlerde herhangi bir ithalat yapılmadan gerçekleştirilmiş olması. 800 milyon dolar ihracat, 1 dolarlık bir ithalat girdisi dahi olmadan gerçekleşti. Bu veriler önemli. Çünkü “milli” ve “yerli” mefhumları verilerle desteklendiğinde daha değerli.
HANİ bazı şeyler anlatılmaz, yaşamak ya da görmek lazım denilir ya! İşte dün Ankara’nın 15 Temmuz Darbe Girişimi ile özdeşleşen Kahramankazan İlçesi’nde kurdelesi kesilen Kazan Soda Tesisleri de öyle bir şey. Anlatmak yetmez, gezmek görmek lazım. Müthiş bir yatırım, müthiş bir iş! Ben değil sadece, dünkü açılışa katılan herkesin gördüğü dev tesisin ihtişamı karşısında nutku tutuldu. Bayağı bir soğuktu, tesisin tamamını gezmek nasip olmadı ama değerli okurlarım, şunu söylemek istiyorum, 2.7 milyon ton üretim kapasiteli yatırımıyla toplamda 2 bin 200 kişinin istihdamının sağlanacağı Kazan Soda görebilsin, göremesin her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının göğsünü kabartacak olağanüstü bir proje. Son yıllarda Türkiye’de tamamı yerli ve milli olan özkaynaklarla gerçekleştirilmiş en büyük proje.
Bildiğiniz gibi bu dev yatırımın, projenin açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Enerji Bakanı Berat Albayrak birlikte yaptılar. Bilmiyorum izleyebildiniz mi açılışı ve orada yapılan konuşmaları ama Kazan Soda Fabrikası’ndaki soda külü tamamen yerli maden kaynaklarından elde edilecek bir ürün. Bu ürünün tamamı yurtdışına ihraç edilecek ve dünyanın toplam doğal soda külü ihtiyacının yüzde 14’ünü karşılayacak olan Kazan Soda Üretim Tesisi yerli ve milli üretimiyle Türkiye’nin cari açığının kapatılmasına da büyük katkı sağlayacak.
Yüzde 100’ü katma değer olan ihracatın hacmi yıllık 600 milyon doları bulacak. Ciner Grubu iştiraklerinden Eti Soda Tesisi ile birlikte bu ihracat rakamı 800 milyon dolara ulaşacak. Bu ürün Avustralya, Japonya, Güney Kore, Çin, Pakistan, Hindistan, İspanya, Belçika, Hollanda, Birleşik Krallık, İtalya, Almanya, Norveç, Finlandiya, İsveç, Danimarka, Yunanistan, Yemen, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail, Mısır, Suudi Arabistan, Fas, Tunus, Nijerya, Güney Afrika, Cezayir, Brezilya, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Tayland, Malezya, Endonezya, Filipinler ve diğer birçok ülkeye ihraç edilmekte olup “Türkiye’den en çok ülkeye ihraç edilen ürün” gamında yer alacak.
Hayırlı olsun, uğurlu olsun efendim... Çok büyük yatırım, çok büyük bir iş! Umarım bu büyük iş milliliğin, vatanseverliğin Türkiye’den kazandıklarını, Türkiye’ye geri verebilmek olduğunun anlaşılmasına da katkı sunar. Ve Türkiye’nin geçirdiği zor süreç dolayısıyla paniğe kapılıp kazandıklarını yurtdışına kaçırmaya çalışan tüm işadamlarına da örnek olur.
Sıfırdan büyük sanayi yatırımları son yıllarda pek göremiyorduk. Makine teçhizat yatırımları geçen yılın üçüncü çeyreğine kadar artmıyordu. Üçüncü çeyrekten itibaren canlanan yatırımlara en somut örnek dün açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan Kazan Soda Elektrik Üretim tesisleri oldu. Ciner Grubu’nun bu yatırımı Türkiye’yi dünyanın en büyük soda külü üreticisi haline getirdi. Bir sanayi ürününde ilk kez dünya birinciliğine yükseldik.
- Dünyada 15 milyar dolarlık bir pazara sahip soda külü aynı zamanda en yaygın kullanılan 10’uncu kimyasal. Soda külü, cam hammaddesi, deterjan ve temizlik üretimi, gıda ve ilaç katkısı ile kimyasal madde uygulamalarında katkı maddesi olarak kullanılıyor.
- Kazan Soda Elektrik Üretim, Ankara’nın Kahramankazan İlçesi’nde bin dönümlük alana 1.5 milyar dolarlık yatırımla kuruldu. Burada trona madeni yerin ortalama 650 metre altından borularla insansız ve makinesiz olarak çıkarılıyor. Boruya bir ucundan sıcak su veriliyor, öteki ucundan eritilmiş soda külü yerüstüne çıkarılıyor.
- Dünyadaki üretiminde yüzde 75 oranında çıkan atık bu tesislerde sıfıra yakın ve tuz halinde çıkıyor. Bu tuz da yollarda kullanılabiliyor. Bu yönüyle tesisler en çevreci üretim teknolojisine sahip. Yeni bulunan bu yöntemin de dünyadaki patenti alındı.
- Tesislerde ayrıca elektrik de üretiliyor. 2.200 kişi doğrudan, 800 kişi dolaylı olmak üzere 3 bin kişi istihdam ediliyor.
- Kahramankazan trona rezervi 1.65 milyar ton ile 46 yıllık üretimi karşılayabilir. Yıllık 2.7 milyon ton üretim kapasitesi ile Kazan tesisleri dünya toplam doğal soda külünün yüzde 14’ünü tek başına karşılıyor.
- Maden çıkarılıp işleniyor ve üretimin tamamı ihraç ediliyor. Yıllık ihracat tutarı 600 milyon doları buluyor. Bu ihracatın tamamı da yerli katkıyla yapılıyor.
- Beypazarı’ndaki tesisiyle birlikte Ciner Grubu’nun soda külü ihracatı 800 milyon doları buluyor.
- Dünya talebinin yüzde 33’ü doğal soda külünden, yüzde 67’si sentetik suda külünden karşılanıyor. Türkiye doğal soda külünde de, sentetik dahil olmak üzere toplam soda külünde de dünyanın en büyük üreticisi haline geldi. 2.7 milyon tonluk Kazan Soda yanında Beypazarı’nda Eti Soda 1.8 milyon ton üretim yapıyor. ABD’de satın alınan soda külü üreticisi Ciner Resources’ün üretimi de 2.5 milyon ton. Böylece Ciner Grubu 7 milyon tonluk üretimle dünyanın en büyük soda külü üreticisi haline geldi. Ciner Grup’u 6.5 milyon tonla Alman Solvay ve 5 milyon tonla Hindistanlı Tata izliyor.
- Törende konuşan Ciner Grup Başkanı Turgay Ciner’in verdiği bilgiye göre 5 yıl süren izin ve bürokratik işlemlerin ardından tesisler 2 yılda inşa edildi. Ciner, “Yapılan 800 milyon dolarlık ihracata karşılık 1 dolarlık dahi ithal girdi kullanmadık. Doğrudan 5.500 kişi, dolaylı 10 bin kişi ile özel sektörde Ankara’nın en büyük istihdamını sağlıyoruz” dedi.
Son bir yılda yaşadığımız onca tuhaf, birbirinden ilginç, ülke geleceğini sıkıntıya sokacak girişimler tek tek bertaraf edilirken ekonomi tarafında ise yabancıların anlayamadığı gelişmelere imza atıldı, atılıyor. Bunlardan birisi dün Anakara’da, hain darbe girişimiyle mücadelede ismine “Kahraman” sıfatı kazandıran Kazan’da gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın katılımlarıyla hizmete giren Ciner Grubu’nun bünyesinde Kazan Soda Üretim Tesisi, aynı zamanda çok önemli bir teknolojik başarı hikâyesine sahip. Çünkü yıllarca yabancılarda olan bu maden sahaları ne hikmetse Ciner Grubu’nun eli deyinceye kadar çıkarılıp, mamule dönüştürülmedi, ülke ekonomisine kazandırılmadı.
Kazan Soda Üretim Tesisi, Türkiye’yi trona madeninden üretilen ve hemen her alanda kullanılan soda külünde dışa bağımlılıktan kurtarmaktan öteye dünyayı Türkiye’ye bağlayan önemli bir yatırım olarak hizmete sokuldu. 2009’da yine Sayın Erdoğan tarafından hizmete sokulan daha önceki soda tesisiyle birlikte, tek kuruş ithalat olmadan, yılda 800 milyon dolarlık ihracat yapacak olması epeyce bir şey anlatıyor olmalı.
CİNER GRUBU SOLÜSYON TEKNİĞİYLE AMERİKA’DA
Tamamen Türk mühendislerinin geliştirdiği ve dünya literatürüne giren özgün solüsyon tekniği yöntemiyle Türkiye ekonomisine kazandırılan Kazan Soda Üretim Tesisi’nde elde edilen tecrübeler dünyaya da taşınacak. Dünkü açılış töreninde Ciner Grubu Başkanı Turgay Ciner, Amerika’daki yatırım konusuna değinmedi. Ancak bu tarz başarı hikâyelerini yakından takip eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazan Soda ve Elektrik Üretim AŞ tesislerinin açılışında, “Ciner Grubu Amerika’da da bu alanda yatırım yapıyor” ifadesiyle bu haberi de duyurmuş oldu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ise milli, özgün ve yerli projelerden çok fazla önem atfettiği için tam da onun üzerine basa basa anlattığı, örneklendireceği bir enerji ve maden projesinde konuşurken, “Ucu dışarıda olmayan” ifadesini kullandı. Kazan Soda Üretim Tesisi her şeyi ile bize ait, ama ucu dışarılara uzanan ve bu yatırımla daha fazla uzanacak olan, madencilik, kimya ve elektrik üretim faaliyetlerini bağrında barından bir yatırım.
Trona bir sodyum karbonat minerali. Endüstriyel soda külü üretiminin de en önemli doğal hammaddesi. Soda külü ise cam sanayiinden, deterjana, nükleer santraldan gıdaya o kadar geniş yelpazede kullanılıyor ki, yerine başka bir şey de ikame olmuyor. Beypazarı bölgesi de trona rezervi açısından dünyanın ikinci en büyüğü konumundaydı, ama 2009’da Ciner Grubu tesis kurana kadar üretim yapılmıyordu. Yerin altında rezerv olarak duruyordu. İlk başarı hikâyesi 2009’da açılan tesisle yazıldı. Ve dün de devamı geldi. Daha da devam edecek.
TRONA MADENİNİ NİÇİN YILLARCA ÇIKARAMADIK
1979’da Beypazarı’ndaki trona rezervi Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından tespit edilmiş, 80’li yıllarda Etibank, yabancı işbirliğiyle işletmek için istiyor. Fakat çeşitli sebeplerden başarılı olunamıyor. Sonra Ciner Grubu (%74) ve Eti Maden’in (%26) ortak olduğu ‘Eti Soda’ isimli şirket 1998’de kuruluyor. Fakat madenin çıkarılması için 11 yıl bekleniyor. Nedeni ise madenin soda külüne dönüştürülmesi için hem yatırım hem de teknoloji gerekiyor. Yabancılar “Beypazarı’ndaki trona madeni çıkarılmaz” diyor, tarihin akışına bırakıyor. Ama Ciner Grubu Türk mühendisleriyle çalışarak, bu madeni çıkarmak için yöntemler, teknikler arıyor. Ve sonunda solüsyon tekniğiyle bu madenin çıkarılacağı tespitiyle nokta konuyor.
Bu zamana kadar ise dünyada soda iki kaynaktan temin ediliyordu. Amerika doğal kaynaklardan soda külü üretirken, Avrupa ise sentetik olarak geliştirip, üretiyordu. Aynı zamanda Türkiye Şişe Cam da sentetik kaynaklardan soda külü üreten ve tüketen bir şirketti. Ama önce “Eti Soda” ve ardından dün açılışı yapılan “Kazan Soda” ile pahalı sentetik soda külü defteri Türkiye’de kapanmış oldu.
Trona madeniyle Turgut Özal da yakından ilgilenmiş. 80’li yılların sonuna doğru Etibank, bu madenin işletilmesi için Amerikalı FMC ile işbirliği yapmış. Sonra FMC projeyi “Ticari değil” diyerek devam ettirmemiş. Etibank’tan FMC yetkililerine mektup yazılıp, tekrar davet edilmiş, ama onlar da ticari olmadığının altını çizip, projeyle ilgilenmemişler. Bunun üzerine Avrupa’nın en büyük sentetik soda külü üreticisi Belçikalı Solvay davet edilmiş. Etibank- Solvay işbirliğine Amerika yönetimi ve FMC şirketi George Bush’un da danışmanlığını yapan Richard Perle’yi Türkiye’ye göndererek, trona madeninin işletilmesinde FMC’nin anlaşması olduğu uyarısı yapılmış. Mesajı alan dönemin Cumhurbaşkanı Özal, Etibank yetkililerini çağırıp bilgi almış ve Perle’nin önüne FMC’nin ticari değil raporunu koymuş. Böylece FMC defteri kapanıp, Belçikalı Solvay sayfası açılmış. Bitti mi, hayır.
Bu defa Solvay’in küçük ortak olması sebebiyle, Avrupa’da kartel problemi ortaya çıkmış. Solvay’in büyük oyuncu olma isteğine Türkiye “Evet” demeyince, projeye yine rafa kalkmış. Ciner Gurubu ile Eti Maden ortaklığıyla kurulan “Eti Soda” çatısının altındaki Türk mühendisler, ele muhtaç etmeyen solüsyon teknolojisini bulup, madeni çıkarmayı başarınca, dün açılışı yapılan maden sahasını da Ciner Grubu, Amerikalılardan satın alıp, Türkiye’ye bu alanda öncekinden 3 kat daha büyük, örnek bir tesis daha kazandırmış oldu. Ülkemize ve Ciner Grubu’na hayırlı olsun. Ancak bu tesisin hayata geçmesinde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteği, Ciner Grubu Başkanı Turgay Ciner’in de yılmayan girişimci ruhunun katkısının bilinmesi gerekir.
9.su düzenlenen İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği'nin (İKMİB) "2023 İKMİB İhraca...
Dünyada cam sanayiinde her yıl sadece bir kişiye verilen The Phoenix Award’un sahibi olan Şişecam Yönetim K...
Ciner Grubu tarafından Hatay'da inşa edilen prefabrik evlerin ikinci etabı da depremzedelere teslim edildi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından hazırlanan 2022 yılı Türkiye'nin İlk 1000 İhracatçı Firması listesi...
Ciner Grubu'nun 65 günde tamamladığı 100 kalıcı prefabrik konut depremzedelere teslim ediliyor.
Alibaba Grup Holding Başkanı Michael Evans, Ciner Medya Grubu'na nezaket ziyaretinde bulundu. Evans, Ciner ...
Şişecam, ABD’deki doğal soda külü yatırımının lojistik ihtiyaçları için Ciner Grubu ile birlikte Kaliforniy...
Uluslararası danışmanlık şirketi Kearney ile Enerji Günlüğü tarafından hazırlanan MW100 Türkiye araştırması...
İkili temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Belçika Dışişleri, Avrupa İşleri, Dış Ticaret ve Federal K...
WE Soda Yönetim Kurulu Başkanı Didem Ciner, Harvard Üniversitesi’ne bağlı Harvard Kennedy Okulu Siyaset Ens...
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Ödülleri sahiplerini buldu. Dokuz farklı kategoride ödüllerin verildiği...
Ciner Grubu'nun dört şirketi İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde yer aldı.