Ciner Yayın Holding İcra Kurulu Başkanı Kenan Sönmez yatırım planlarını CNBC-E Business'a anlattı: 'Türkiye'deki gazete algılamasını değiştireceğiz'
Ciner Yayın Holding İcra Kurulu Başkanı Kenan Sönmez CNBC-E Business'dan Meryem Tek'in sorularını yanıtladı:
Ciner Grubu medyada yeni bir başlangıç yaparken sektörde ne hedefliyor?
Ciner Grubu, bir yıl önce medya sektörünün en büyük iki grubundan biriydi. Sabah-atv olayında yaşananları bütün kamuoyu biliyor, oraya tekrar girmek istemiyorum.Biz burada yeni bir başlangıç yaptık. Hedefimiz medya sektörünün en tepesinde yer almak. Bu konuda tevazu gösterecek de değiliz. Ciner Grubu olarak medyada önemli bir tecrübeye sahibiz.Bu konuda neler yapabileceğimizi, sektördeki kabiliyetimizi sabah ve atv’yi yönetirken ortaya koyduk.Grubu tekrar sektörün en tepesine çıkarmak istiyoruz. Üstelik bu hedefe de böyle uzun bir sürede değil iki yıl içinde ulaşmayı amaçlıyoruz. Şu anda Doğan Grubu açık ara sektör lideri. Medya işini esas işleri olarak görüyorlar ve o nedenle çok başarılılar. Tartışmasız sektörün en büyüğü onlar ve çok değerli markalara sahipler. Sektördeki diğer gruplara baktığımızda ise şunları görüyoruz. İmkanları olmasına rağmen medya işini Doğan Grubu ile rekabet edebilir hale getiremediler. İmkanları olduğu halde bunu yapamayan veya yapmayanlar var. Biz geçmişte de olduğu gibi kendimizi Doğan’la rekabete dengeleyecek bir grup, bir oyuncu olarak görüyoruz.
“TÜRKİYE’DEKİ GAZETE ALGILAMASINI DEĞİŞTİRECEĞİZ”
Devam eden ve planlanan yatırımlar neler?
Şu anda medya sektöründe iki TV kanalı, bir internet portalı ve 12 dergiyle faaliyette olan bir grubuz. Yazılı basına yönelik yatırımlarımız devam ediyor. İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana’da matbaa yatırımlarımız sürüyor. Temmuz veya Ağustos gibi makinelerimizin montajına başlanacak. Yıl sonunda matbaaları çalışır durumda teslim alacağız. Yazılı basın yatırımlarında izlediğimiz, sektöre yeni girenlerin pek alışık oldukları veya izledikleri bir yöntem değil. Genellikle sektöre yeni giren yatırımcılar “Önce gazeteyi çıkaralım, tutarsa sonra diğer yatırımları yaparız” şeklinde hareket etmişler. Söylediğim gibi biz bu sektörün liderliğine oynayan bir grubuz. Liderliğe oynayan bir grup da başkalarının imkanlarını kullanarak bunu yapamaz. O nedenle önce altyapımızı oluşturmak istedik. Tabii bu son derece maliyetli, ciddi bir yatırım gerektiriyor. Gazete basım teknolojisiyle bile çıtayı yukarı çekiyoruz. Büyük gazetelerin teknolojileri iyidir, biz onlarla rekabet edebilmek amacıyla yeni olmanın getirdiği dezavantajı avantaj haline getirmek için teknolojiyi biraz daha ileri götürmeliydik. Bizim yatırımlarımız Türkiye’de gazete algılamasını epeyce değiştirecek. Gazete ve dergi basım teknolojisini evlendiriyoruz.
Dağıtım şirketi kuracak mısınız?
Kimseye bağlı olmak, kimsenin imkanlarını kullanmak istemiyoruz. O nedenle şimdi değil ama ileride dağıtım işini de düşünebiliriz.
“YILBAŞINDA 20 DERGİ OLURUZ”
Gazete ne zaman çıkacak? Birkaç gazeteden söz ediliyor…
Yaz ortasında kadrosunu oluşturur, kapalı devre gazeteyi çıkarmaya başlarız. Sonbaharda da gazeteyi hazır hale getirmeyi planlıyoruz. Yaptığımız yatırım bize çok geniş imkanlar sunuyor. O kapasiteyi sonuna kadar kullanırsak epey bir yayın çıkarmamız gerekecek. Ancak bizim planlarımızda başlangıçta Hürriyet gibi bir gazete çıkarmak var. O gazeteyi çıkarıp Hürriyet ile başa baş rekabet edebilir düzeye getirmek var. Sonra diğer gazete projelerine yönelmek bizim için daha kolay olacak.
Dergiler tarafında neler oluyor?
Haziran sonuna kadar 15 dergi olacağız. Newsweek çıkacak. Bazı dergilerin lisans anlaşmaları için görüşmeler sürüyor. Yılbaşına kadar 20 dergilik bir grup olacağımızı tahmin ediyorum.
Peki televizyon ayağı…
TV tarafında Kanal 1’e yatırımlarımız devam edecek. Biz yılbaşından itibaren yatırım yapmaya başladığımızda yayın dünyasında yeni yayın dönemi başlamıştı. Herkes hazırlıklarını yapmıştı, bayağı bir yol alınmıştı. Bu süreçte Kanal 1’i hedeflerimiz doğrultusunda büyüttük. Nisan ayında prime time’da Fox’u geçtik, onların üstündeyiz. Amacımız sonbaharda dört büyük kanaldan biri olmak. Nisan ayı sıralaması Kanal D, Show TV, Star ve atv şeklindeydi. Biz bu dördünden birinin yerini alıp Kanal 1’i Türkiye’nin en çok izlenen kanalları arasına taşımak istiyoruz.
Kanal 1 gibi haber kanalımız Haber Türk’ü de sektör lideriyle birebir rekabet edebilir hale getirmek istiyoruz. Bütün teknolojik altyapı eksiklerini tamamladı. Şimdi kadrosunu ve program yapısını takviye ediyoruz. Önemli bir mesafe aldık. Haber Türk biz devraldığımızda zaten iyi, güvenilen, sevilen bir markaydı. Ama teknolojik olarak eksikleri vardı. Onları tamamladık. Biliyoruz rakibimiz NTV, parlak bir televizyoncu, medyacı olan Cem Aydın yönetiminde çok başarılı bir kadroya sahip. Ama biz NTV ile de birebir rekabet etme iddiasındayız.
“MEDYANIN EN PARLAK İSİMLERİYLE ÇALIŞMAK İSTİYORUZ”
Ne büyüklükte bir yatırım bütçeniz var ve bu yatırımlarınızın ne kadar sürede geri dönmesini bekliyorsunuz?
Grubumuz medya sektörünü stratejik büyüme alanlarından biri olarak seçti. Ve belirlediğimiz bu hedefler doğrultusunda devam edeceğiz. Başarılı olup ticari olarak da bu sektörden para kazanmak istiyoruz.
Rakam vermeyeyim ama çok ciddi bir yatırım yapıyoruz. Çok kısa süre içinde de geri dönüşü sağlamak istiyoruz. Onun da ilk işaretlerini Haber Türk ve Kanal 1 de görüyoruz. Haber Türk’te baş düzeye kısa sürede geleceğiz sanıyorum.
Personel alımında nasıl politika izliyorsunuz?
Televizyonlar için kadromuzu oluşturduk, Haber Türk’te birkaç eksik var. Kanal 1’in kadrosu tamam. Gazete için yavaş yavaş görüşmeler başladı. Geçtiğimiz günlerde de açıkladığımız gibi gazetenin yayın yönetmeni Fatih Altaylı olacak. Yaz sonuna doğru iskelet kadrosu da tamamlanmış olur.
Sektörün en iyilerini burada toplamak istiyoruz. Medya sektörünün en parlak isimlerinin bir arada olduğu bir medya grubu olma hedefindeyiz. Personel sayımız şu anda 800’e ulaştı. Yeni bir grubuz ve bu sayı her geçen gün artıyor.
Yerli yatırımcılar kadar yabancılar da bu sektöre ilgi duyuyor. Siz herhangi bir yabancı ortaklık düşünüyor musunuz?
Şu anda düşünmüyoruz. Geçmişte bu yönde teklifler aldık ama değerlendirmedik. Şu anda biz olması gereken hedeflerimize gidelim istiyoruz. Türk ekonomisi global ekonomiye entegre olmaya başladıktan sonra yabancıların medya sektörüne de ilgisi arttı. Birtakım ortaklıklar yapmak istiyorlar. Ancak hisse kısıtlaması var, o da ilerde değişebilir.
Yatırım ilgisi, karlılık ve satışlarla karşılaştırıldığında cazip bir sektör mü medya?
Evet, medya cazip, geleceği parlak bir sektör. Geçen yıl Türkiye ekonomisi yüzde 4.5, reklam yatırımları yüzde 20 büyüdü. Dört kat fazla bir büyüme söz konusu… Her zaman da Türkiye ekonomisinin üzerinde büyüyor. Reklam yatırımlarını gayri safi milli hasılaya oranı Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında çok düşük. Binde 5 civarında… Hiçbir Avrupa ülkesinde yüzde 1’in altında değil. Yüzde 3.5 olan ülkeler var. Yakın bir gelecekte Türkye’deki reklam yatırımlarının yüzde 1 seviyesinin üzerine çıkacağı düşünülüyor. Çünkü markalar reklam harcamasını bir yatırım olarak görme alışkanlığını edinmiş durumdalar. Türk ekonomisinin geleceğe dönük büyüme umudu ve reklam yatırımlarının benzer ülkelerdeki seviyeye gelmesi beklentisi, medya yatırımlarına olan iştahı artıyor.
SÖNMEZ’İN GÖZÜNDEN MEDYA YATIRIMCILARI
“Türkiye’de her zaman konjonktürel zenginlikler olmuştur. Son 20 yıla bakın… Yabancı ülkelerde iş yapan müteahhitler, devlet müteahhitleri, çeşitli özelleştirme zenginleri, devletle iş yapan diğerleri… Bu tip pek çok konjonktürel zengin çıktı Türkiye’de… Ama bunların pek azı servetlerini muhafaza ettiler. Çok kısa sürede para kazanan bu şirketlerin bir kısmı toplumsal statü için medya sektörünü seçtiler ama hiçbiri kalıcı olmadı. Bu tip yatırımlar ve yatırımcılar dün olduğu gibi bugün de, yarın da olacak. Fakat medya pahalı bir iş olduğu sürece bunarlın sayısı gittikçe azalacak. Bunların medya yatırımcıları arasında saymamak gerektiğini düşünüyorum. Bir de siyasal iktidarların Türkiye gibi ülkelerde her zaman medyada etkin olma merakları oluyor. Geçmişte de öyleydi, bugün de öyle… Maalesef bunlar da kalıcı olamıyor, geliyor ve gidiyorlar. Genellikle ömürleri iktidarların ömrüyle orantılı oluyor. Medyayı ticari iş olarak düşünen çok az gerçek medya yatırımcısı bugüne kadar gelebildiler. Bu tip yatırımcıları biraz önce anlattığım konjonktürün dışında tutuyorum. Onlar zaten belli bir düzeye gelmişler. Türkiye global ekonomiye entegre olduğu sürece onlar diğer iş kollarında olduğu gibi medyada da etkili olmak istiyorlar. Önümüzdeki dönemde de olmaya devam edecekler. Yabancı yatırım yapmalarını da rekabeti güçlendireceklerini, yeni enstrümanlar ve know how getireceklerini düşündüğüm için bir medya mensubu olarak ben olumlu buluyorum.”