Ciner Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Ciner, Ruslarla ortak gerçekleştirilecek nükleer santral yatırımı ile Türkiye’ye 18milyar dolar yabancı sermaye girişi sağlanacağını söyledi.
Turgay Ciner yatırımın Türk ekonomisine sağlayacağı katkıyı şöyle özetledi: “Burada büyük ortak Ruslardır. Bu yatırım Türkiye'yedir. Bakın 7 yılda 18milyar dolar yabancı sermaye girecek Türkiye'ye. Bu yılda ortalama 2,5milyar dolar eder. Bu para Türkiye'de kalacak.
Yatırım Türkiye'ye. Bu yatırımın en az 8-9milyar doları Türkiye'den temin edilecek hammadde ile yapılacak. Demiri, çimentosu, kablosu, işçisi. Düşünün yılda 1milyar dolarlık daha fazla demir satılacak, çimento satılacak. İnşaatta en az 3 bin kişi çalışacak. Bu 7 yıl boyunca sadece bu yatırımdan dolayı Türkiye'nin yüzde 0,3 büyümesi demek. Tek bir yatırımla. Türkiye bu yıl yüzde 3 küçülecekse bu yatırım sayesinde yüzde 2,7 küçülecek.
İptal edilirse ne olur? Her şeyden önce bu yatırım yapılamaz. Türkiye'ye 7 yılda 18 milyar dolarlık yabancı sermaye girişi olmaz. Üstelik bu varolanı satın alan bir yabancı sermaye
değil, Yüzde yüz yeni yatırım.” Turgay Ciner, nükleer santral yatırımından enerji sektöründeki diğer yatırımlarına kadar HABERTÜRK’ün sorularını yanıtladı.
Turgay Bey, Nükleer santral ihalesine Rus ortaklarınızla girdiğinizden beri Türkiye'de bütün iş dünyasının gözü üzerinizde. Başlangıçta ihaleye tek firmanın katılması nedeniyle hayli eleştiri yapıldı. Sizce tek firmanın katılması sakıncalı bir durum yaratıyor mu?
Söze siz dahil herkesin yaptığı çok genel bir yanlışı düzelterek başlayalım. Nükleer santral için bir ihale söz konusu değildir. Burada yapılan bir ihale değildir. Normal olarak yapılmış bir ihalenin şartları nükleer santral yapımı ile ilgili yarışma için geçerli değildir. Nükleer santral yapım işinin kendine ait özel bir kanunu vardır. Bu kanun çerçevesinde, nükleer santral yatırımı için firmalar arasında yapılmış bir yarışmadır bu. Bir ihale değildir. Bu nedenle de ihale olarak adlandırılamayacak Özel bir durumdur. Bunun bir ihale değil, bir yarışma olduğu gerçeğinden hareketle sorunuza yanıt vermek gerekir. Bu yarışmanın yapılacağı çok önceden belliydi. Zaten çok sayıda firma şartname aldı. Yani yarışmaya katılmak istedi. Ancak bizden başka teklif veren olmadı. Ne yapabiliriz. Teklif vermemeleri onların sorunu.
Peki niye sizden başka teklif veren olmadı. Yarışma şartları mı ağırdı, süre mi kısıtlıydı
Sürede bir sorun olduğunu zannetmiyorum. Uzun süre planlanmış bir yarışmaydı. Şartname alan sayısının çokluğuna bakarsanız sürede bir sorun yok. Şartlara gelince. Başkalarına nasıl geldiğini bilemem ama biz de herkesle aynı şartlarla bu yarışmaya girdik ve teklif verdik.
Diğerleri niye veremedi?
Bu soruyu bana değil onlara sormak lazım. Doğrusunu istersen benim düşüncem şöyle. Bu yarışma Türkiye'de iş yapmaya alışmış işadamlarına uygun bir iş değil. 7 sene boyunca yaklaşık 18 milyar dolar yatıracaksın. Sonra bunu cent cent geri alacaksın. Bunun finansmanını sağlayacaksın. İşletmesini yapacaksın. Uzun süreli bir iş. Biz hep böyle işler yaptık. Soda külü yatırımımız 11 yıl sürdü. Silopi'de santral kurduk. Yıllar süren bir yatırım. Enerji işleri böyle yatırımlardır. Bu yarışmada bir de sabit fiyat şartı var. Yani 2030 yılındaki maliyetlerini şimdiden hesaplayıp, ona göre bir fiyat vereceksin. Herhalde diğerlerini bu yarışmaya girmekten alıkoyan bunlar oldu. 18 milyar dolarlık bir yatırım kolay değil. Zaten dünyada da örneği yok. Yatırım büyüklüğü kaçırmış olabilir diğerlerini.
7 yıl inşaat sürecek 15 yıl işletme Yatırım maliyeti ne kadar?
Dünyada enerji yatırım maliyetleri standarttır. Nükleerde megavat başına yatırım yaklaşık 4 milyon dolardır. Burada yapılacak santral 4500 megavat olacağına göre 4500 çarpı 4 milyon dolar. Bu da yaklaşık 18 milyar dolar eder. Bu yatırımın süresi 7 yıl. Yedi yıl boyunca 18 milyar dolar yatıracaksınız. O sırada geri dönüş sıfır. 7 yıl sonra üretime geçip cent cent bunu geri alacaksınız.
Kaç yılda.
7 yıl inşaat, 15 yıl işletme. 22 yılda.
Fiyatı maliyetler düşünce indirdik
Konsorsiyumunuzun ilk verdiği fiyat 20 cent civarındaydı. Ancak daha sonra revize bir teklif verdiniz ve fiyatı 15 cent civarına çektiniz.
15,2 cent. Çektik evet. Çekmese miydik? Biz teklifi vereli neredeyse 1 yıl olmuştu. Dünya ekonomisi böyle değildi. Aradan geçen zamanda kriz patladı. Bunun bize bir faydası oldu.
Krizin kime ne faydası olabilir ki! Maliyetler artmadı mı?
Finansman biraz arttı, doğru ama asıl olan emtia fiyatlarındaki düşüş. Bu santralin yüzde 60 belki de 70'i beton, demir. Emtia fiyatları düşünce bizim de maliyetimiz düştü. Demir fiyatı neredeyse yarı yarıya azaldı. Bu maliyetimizi düşürünce yatırımın maliyeti de düştü. Buna paralel olarak enerji fiyatını düşürdük. Hata mı ettik. Teklifler açıldığı anda düşürdük. Sonradan pazarlıkla değil.
Yine de fiyat yüksek bulunuyor. 7 -8 cent olması gerektiği söyleniyor.
Doğru öyle olması lazım. Eğer birisi 18 milyar dolar verir ve bunu geri istemezse üretim maliyeti bu olur. Hatta bunun da altına düşer. Peki, bunun yatırım maliyeti ne olacak? Bahsedenler üretim maliyetinden bahsediyorlar. Yatırım maliyetini kimse hesaba katmıyor. Birisi bana geri almamak üzere 18 milyar dolar versin ben de elektriği 7 cente vereyim.
Yeniden yarışma olsa kimse girmez
Nükleerde yarışma sonuçlanmazsa yani iptal edilirse ne olur?
Bana bir şey olmaz. Ben zaten burada küçük ortağım. Benim görevim Türkiye'ye bu yatırımı getirmekti. Enerji sektörünün en eskilerinden biri olarak görevimi yaptım.
Yeniden yarışma yapılamaz mı?
Yapılır. Niye yapılmasın. Ama giren olmaz. Bu yarışma yapıldığında dünyada çok güzel bir ekonomik iklim vardı. Finansman boldu, herkes para içinde yüzüyordu. Buna rağmen kimse teklif veremedi. İşin büyüklüğü, projenin zorluğu nedeniyle... Şimdi bir de kriz var. Finansman bulmak çok ama çok zor. Yeni bir yarışmaya kimsenin gireceğini zannetmiyorum, girmez. Kimse teklif vermez. Bana göre Türkiye nükleer defterini uzunca bir süre için kapatır. Ya da devlet kendi yapmak zorunda kalır. Devlet kendi kasasından 18 milyar dolarlık bir yatırım yapar. Ama zor. Bu konjonktürde çok zor.
Greenpeace bile nükleerci oldu
Ya çevre sorunları. Nükleer karşıtlığı hayli yaygın.
Bakın Greenpeace bile artık nükleercioldu. Çünkü çevreye en az zararlı olanın nükleer olduğu anlaşıldı. Çevre açısından, küresel ısınma açısından en tehlikeli olan sera gazları. Nükleer satnrallerde sera gazıemisyonu sıfır. Greenpeace yöneticileri bile artık nükleere yönelin diye açıklama yapıyorlar. Geçenlerde sizin sayfalarınızda vardı, Galiba Wall Street Journal nükleer yatırımlarındaki artıştan bahsediyor. Şu anda 500'e yakın nükleer santral faaliyette. Bu sayı yakında katlanacak. Fransa enerjisinin yüzde 90'ını nükleerden sağlıyor. ABD öyle. Petrol ve doğalgaz ülkesi İran nükleer santral açtı. Çin öyle. ABD öyle. İtalya ve İspanya Rusya'dan nükleer santral almak için anlaşmalar yapıyorlar.
Atıkların saklanması en büyük sorun.
Bütün Dünya'da sorun değil de biz de mi sorun. Ayrıca bizim santraldeki teknoloji en yeni teknoloji. Kullanılar nükleer yakıtın yüzde 80'i geri dönüştürülüp yeniden kullanılıyor.
Niye bu kadar karşıtlık var bu işe?
Türkiye'de enerjide büyük sorunlar var. Yıllardır yapılmayan yatırımlar var. Bu bir açık doğuruyor. Bu açık doğunca enerjide oyun oynayan çok oluyor. Otoprodüktörlerin devlete 32 kuruşu elektrik sattığını biliyor musunuz? Devletten alıp, devlete satıyorlar. Bunlar tezgahlarının bozulmasını istemiyorlar. Yatırımı devlet yapsın istiyorlar. Ama o da zor. Oradaki bürokratlar çok korkutuldu. Haksız soruşturmalara uğradılar.
15 KURUŞ MU YÜKSEK 29 KURUŞ MU?
En çok fiyat tartışması yaşanıyor. Fiyat yüksek deniliyor.
Diyorlar ve ben de gülüyorum. Bir kaç hafta önce TETAŞ elektrik alımı için 19 kuruştan ihaleye çıktı. Gelen teklifleri gördünüz mü? 29 kuruş teklif verdiler. Doğalgazla yapılacak üretimden... Hidroelekrtikle üretim yapacak firmalar için de ayrı bir ihale yapıldı. Orada da 26 kuruş teklif verildi. Bunlar yatırımı yapılmış, amortismanı tamamlanmış üreticilerden, otoprodüktörlerden gelen teklifler. Nükleerin fiyatına yüksek diyenler, hiçbir finansman maliyeti, hiçbir amortisman maliyeti olmayan bu tekliflerin nükleerden yüksek olduğunu görmüyorlar. Nükleerde fiyat yüksekse bunlar ne. Ama bunları kimse görmüyor. Yazmıyor. Nükleerde konsorsiyumun verdiği fiyatın bugüne indirgenmiş değeri 9,5 cent. Yani 15 kuruş ve 15 yıl boyunca sabit. Hangisi yüksek. 15 kuruş mu, 29 kuruş mu?
Niye yazmıyorlar
Yazmazlar. Geçen gün saçma sapan bir haber çıktı. Biz nükleer enerjide kamuya kârdan pay vermeyi teklif ettik. Bazı gazeteler bu teklif için yüce divanlık teklif dediler. Devlete resmi olarak kârdan pay veriyoruz. Kara ortak ediyoruz. Buna yüce divanlık diyorlar. Sanki gizli bir işmiş gibi. Biz bunu açıkladık. Teklife yazdık. Devlet de kazansın dedik. Buna yüce divanlık diyorlar. Ayıptır. Utanmazlıktır ama bunlarda utanma da kalmamış ki! Üstelik de bu iddialarını henüz yazılmamış bir rapora dayandırıyorlar. Kurumun en üst düzeyi, genel müdürü "Bu haber yalan. Henüz rapor yazılmadı" diye açıklama yapıyor ama bunu haber yapma gereği duymuyorlar. Yalan yazıyorlar. Yalanları yüzlerine vuruluyor umursamıyorlar. Ar damarları çatlamış çünkü. Herkesi kendileri gibi zannediyorlar. Çıkar grupları adına lobicilik yapıyorlar.
YENİLENEBİLİR ENERJİ YATIRIMI DA OLMALI
Türkiye'de ve hatta dünyada herkes yenilenebilir enerjiden söz ediyor. Türkiye buralarda yatırım yapmamalı mı?
Yapmalı. Tabii ki, yapmalı ama hayalci olmamak lazım. Enerjide en önemli unsur arz güvenliğidir. Bakın yenilenebilir enerjiye yönelenler kimler. Enerji açığı olmayan, yatırımlarını tamamlamış ülkeler. Türkiye ne yazık ki, o noktada değil. Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılayacak yatırımlar tamamlanır, sonra sıra yenilenebilir enerjiye gelir. Bir rüzgar modası var. Peki Türkiye'nin enerjisini rüzgara bağlayabilir misiniz? Elektrik kesilecek, sanayi duracak, hastanede ameliyat duracak. Ne oldu? Rüzgar esmedi. Olur mu? Yenilenebilir enerji yedek güçtür. Rüzgar eser, yağmur yağar rüzgar santrali çalışır, hidroelektrik santrali çalışır, o zaman regülasyonu yapan kurum der ki, rüzgar esiyor, şu anda ihtiyacım yok o zaman doğalgaz santrali durur. Bir rüzgar santralinin üzerinde kaç vat yazdığı önemli değildir. O vatı kaç gün, kaç saat ürettiği önemlidir. Hidroelektrik de öyle. Nükleer santral bir kere çalıştı mı, yılda 365 gün 24 saat enerji üretir. Verimlilik yüzde 100'dür. Doğalgazda yüzde 90'ın üzerindedir. Kömür'de yüzde seksendir. Rüzgarda belirsizdir ama yüzde 40'ı pek geçmez. Hidroelektrikte de öyle. Bunlar her şey bittikten sonra çevre faktörleri nedeniyle yapılan işlerdir. Ama önce enerji arzınızı güven altına almanız lazım. Bu yatırımlar desteklenmeli. Ama diğer yatırımların alternatifi olmamalı.
Bizim teklifimizde eskalasyon yok, 23 yıl boyunca fiyat sabit
Turgay Ciner, nükleer santral yarışmasında herkesi kaçırtan ince noktayı şöyle açıkladı:23 yıl boyunca tek kuruş artış yapılamayacak. Sabit fiyat. Eskalasyon yok. Yani ‘dolar düştü fiyatımı artırın’ diyemeyeceksiniz. Düşünün ki dolardaki enflasyonun önümüzdeki 23 yılda ne olacağını kimse tahmin edemiyor
Enerji fiyatına hiç zam yapmayacak mısınız?
İşte bu yarışmada herkesi kaçırtan da bu oldu. Tek kuruş artış yok. 23 yıl sonra da aynı fiyat. Sabit fiyat. Eskalasyon yok. Dolar düştü fiyatımı arttırın yok, dolarda enflasyon oldu fiyatımı arttırın yok. Sabit fiyat. Şimdi sorayım size bana 23 yıl sonra gazeteyi kaça satacağınızı söyleyebilir misiniz? Ya da bir sanayiciye soralım bana 2030 yılında kaça otomobil verir, kaça gömlek verir söyleyebilir mi? Biz bunu söylüyoruz. 2030 yılında Türkiye'ye kaça enerji sağlayacağımızı şimdiden ilan ediyoruz. Bunu bizden başka söyleyebilen olmadı. Fiyat sabit. Eskalasyon yok, artış yok, zam yok.
Yani bugün inşaata başlasanız 2022 yılında elektriği kaça satacağınız belli. Peki bunun bugüne indirgenmiş fiyatı ne?
Az önce de söylediğim gibi zannederim 9,5 cent civarında olur. Tabii bugünün rakamlarıyla bu. Dolardaki enflasyonun önümüzdeki 22 yılda ne olacağını kimse tahmin edemiyor.
Bir başka eleştiri de, enerjide dışa bağımlılık. Doğalgazı Rusya'dan alıyoruz. Nükleerde de Rusya'ya bağımlılık sakıncalı diyen lobiler var.
Bu saçmalığın daniskası. Birincisi nükleer devreye girince, doğalgazda bağımlılık azalacak. Yani terazinin bir kefesi yükselirken diğeri aşağı doğru inecek. İkincisi nükleerde 20 yıl boyunca fiyat belli. Doğalgazda ise yarın ne olacağı belli değil. İşte Azerbaycan. Kızdı zam yaptı. Yarın biraz daha kızıp bir daha zam yapabilir. Burada öyle bir şey yok. Sabit fiyat var. Garantili. Ayrıca nükleer yakıt ille de Rusya'dan gelmek zorunda değil.
|